3 Eylül 2013 Salı

Çanakkale Boğaz Yarışı İçin Naçizane Öneriler

Çanakkale boğaz yarışına katılabilecek donanıma sahip herhangi bir yüzücüye, özellikle uzun mesafe yüzme konusunda tavsiyeler verecek konumda bir sporcu değilim ama aceminin derdinden acemi anlar zihniyetiyle ve tamamen iyi niyetle, yarış öncesi arayıp bulamadıklarımı, bulsaydım farklı olurdu diye düşündüklerimi burada yazmaya karar veriyorum.

Çanakkale’nin akıntı bilgilerine hem Çanakkale Rotary’nin yarış bilgileri sayfasından hem de Turgut Esen’in yüzüyoruz.com da yaptığı paylaşımlardan ulaşmak mümkün. Kendi adıma Turgut Esen’in tecrübeleriyle ilgili paylaşımlarının benim yegane kılavuzum olduğunu söyleyebilirim. Ne var ki bilen insanların, bilmeyen insanların bilgisizliğinin sınırlarını anlayamadıklarını düşünüyorum. Bazı şeyleri “bu da artık biliniyordur” diye düşünmeden, “Ya ben salak mıyım? Anladım!” dedirtinceye kadar her tür ayrıntıyı, bilmeyenin kafasına kaka kaka anlatmak gerekiyor bazen.

Ya da, keşke benim kafama biri kaksaydı…

Bu yarışa katılan herkesin bildiği gibi Çanakkale boğazında yüzey akıntısı Marmara’dan Ege’ye doğru akarken kıyılarda o kadar güçlü olmayan ters yönde bir akıntı söz konusudur. Start alanından antene doğru dikine yüzerken karşı kıyıya fazla yaklaşanlar bu ters akıntıda yüzerek finish alanına ulaşabiliyor. (Aynı güçte olmadığını ben “ulaşılabilir” olmasından anlıyorum)



Aşağıdaki ki resimde Rotary'nin gösterdiğ gibi, Eceabat’tan direk finishe yüzmeye kalkarsanız akıntı sizi finishe varamadan boğazın dışına atacaktır. Siz karşı kıyıdaki anteni kerteriz alıp dümdüz yüzdüğünüzü düşünürken gerçekte yay çizerek Çanakkale’ye doğru yaklaşıyor olacaksınız.


Eğer güçlü ve hızlı bir yüzücüyseniz, en önde başlamanızda sakınca yok. Ama bizler kendimizi abartmayı severiz, o yüzden bilgi niteliğinde belirtmek isterim ki swim smooth advance yani ileri seviyede bir yüzücüyü, 400mt yi 6 dakikanın altında yüzer diye tanımlıyor. 3000mt yi yaklaşık 1 saatte yüzen orta halli yüzücülere, suya girmek için ilk grubun uzaklaşmasını beklemesini öneririm. Mutlaka sizden daha hızlı ve sizden daha yavaş yüzücüler olacaktır ama önde başlayıp hızlı yüzücülerden tekme dirsek yemektense sakin bir suya girmek daha avantajlı. 

Ayak bileğinizde çip varsa bırakın öndeki yüzücülerle aranız açılsın. Unutmayın düz bir denizde ya da havuzda yüzmüyorsunuz. Kimse ne tarafa gideceğini bilmiyor olacağı gibi akıntının etkisiyle önceden belirlenen rotalarda ciddi sapmalar oluşacak, etrafınızda ki insanlar hiç aklınıza gelmeyecek yönlerde yüzerek sürekli önünüzü kesecekler. Duba etrafında biriken kalabalık durup beklemenize ve her bekleyiş akıntıyla birkaç metre daha sürüklenmenize sebep olacaktır.


Hızlı bir yüzücü olmadığımdan ben bu yarışa katılırken süreyi değil bitirmeyi hedef alıyorum. Keşke biri bana bunun hata olduğunu söyleseydi. Bu kadar güçlü bir akıntıda yavaş yavaş kıyıya ulaşma lüksünüz ne yazık ki yok. Bazı forum sitelerinde enerjinizi son 500 metredeki kıyıdan gelen ve sizi finishin sağına atan kuvvetli akıntıya karşı koymak için saklayın diyen önerileri okuyorum. Bunu, ilk mesafeleri rahat yüzeyim ki sonlara enerjim kalsın diye yorumluyorum. O yüzden özellikle belirtmek isterim ki ilk 1km ya da 20 dakika olabildiğince hızlı yüzmek ve karşı kıyıya mümkün olduğunca yaklaşmak durumundasınız ki geri kalan mesafeyi kıyıya paralel yüzebilesiniz. Yoksa benim yaptığım gibi finish alanına 1000 metre kala hala Çanakkale boğazının orta yerinde, büyük bir panikle akıntıya karşı mücadele veriyor ya da daha kötüsü, sizi alacak tekneyi bekliyor olabilirsiniz.


Gelecek yıllarda, Rotary bu zekice uygulamada ısrar ediyor ve 3. duba uygulamasını hala sürdürüyorsa, duba sağınızda kalacak şekilde, mümkün olan en uzak noktadan suya girin. Dubaya doğru değil karşı kıyıya yüzün, İlk 200 metre akıntı az olduğundan muhtemelen ilk dubanın oldukça solundan geçeceksiniz, üzülmeyin. Bu sizi duba etrafında ki izdihamdan koruyacaktır. Diğer dubalara varıncaya kadar akıntı sizi nasıl olsa sürükleyip dubaların üzerine atacaktır. Bu şekilde, akıntıya karşı yüzeceğiniz mesafeyi en aza indirmiş olacaksınız.

Benim bir diğer yanılgım “karşı kıyıya 1-1,5km kadar dik yüzdükten sonra Çanakkale’ye yöneleceğim ve buradan sonra akıntıyı arkama alacağımdan rehavet içinde kıyıya ulaşacağım” oluyor. Bir kere akıntıyı tam arkadan almak diye bir şey yok. Bu bisikletçi yanılgısı: Bisiklette rüzgâr tam arkadan değil de hafif bir açıyla yandan da gelse size avantaj sağlar. Yüzerken de böyle olacağını sanıyorum, siz sanmayın: akıntı sizi finish alanına değil boğazın dışına sürüklüyor olacak ve siz bütün gücünüzle yukarıda kalmak için mücadele vereceksiniz. Kulaçlar zayıfladığı ya da yavaşladığı anda akıntı sizi ilerlediğinizden daha büyük bir hızla aşağı atacak. Anlayacağınız, yönünüzü nereye verirseniz verin zulüm hiç bitmeyecek.


*Resimler Çanakkale Rotary web sitesinden alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder