Yarıştan sonra ki üçünü günüm. Bacaklarımın ağrısından hala koşmaya başlayamadım. Yarışa hazırlanırken laktik asit eşiğimi arttıracak tempo ve interval çalışmalarını hiç yapmadığımdan böyle bir son beni şaşırtmıyor.
Bacaklarım düzelinceye kadar yüzmeye karar veriyorum. Koşunun yerini tutmaz ama hiç değilse mümkün olduğunca uzun yüzmüş olmak için saat 6,20de havuzda oluyorum. Her sabah 6.00-7.00 arası yüzen kişi haricinde havuz bomboş. Ben yüzmemi bitirinceye kadar kimler kimler gelip gidecek diye düşünüyorum.
En son 1 ay önce yapmıştım mesafeli yüzüşümü. Kendimi yüzerken videoya kaydedip dehşete düştüğümden beri hep teknik çalışıyorum. Bu çalışmalar sırasında her 2-3 turda bir mevcut durumu ve hatalarımı düşünüp nasıl düzelteceğime karar vermek için kısa süreli de olsa duruyordum. O yüzden şimdi kesintisiz yüzmek beni çok yoruyor. Daha yolun başında nefesim kesilmeye başlayınca ilk 30 turdan sonra her üç kulaçta bir nefes almayı bırakıyorum. Başka insanların DM de 1,5 saatte 3700-3800mt antrenmanlarını okuyordum. Sanırım ben bu yavaşlıkla ancak 3600 yüzebileceğim. O kadar yavaşım ki ilerlediğimden emin olmak için kulvarı ayıran ipi kontrol ediyorum.
Havuzda yaygın görüntü triathloncu yüzüşü. Vücut rotasyonu kısıtlı olduğundan kollar gövdenin üzerinden değil de kelebek yüzer gibi açıktan geliyor. Yüzücü için sadece suda kaymasına engel olan bu yüzüş tarzı karşıdan gelenler için kabusa dönüşüyor. Ne kadar kenara çekildiysem de ilk darbeyi kafama yiyorum. Kafam suya gömülmüşken bacağıyla da vücudumu suya bastırıyor. Hoo, hooo, kontrolsüz güç güç değildir demedik mi?! Sersemlemiş halde sudan kafamı çıkarıyorum, derin bir nefes alıyorum, hala yaşadığıma sevinip hızla kulvarı değiştiriyorum.
Terminatör’ün boşalttığı kulvara 7.00–7.30 yüzücüsü geliyor. 7.20de yüzmeye başlayacak olan kişinin o kulvara gelmesini istiyordum: Güçlü ama sakin. Bana göre çok hızlı ama farkı yüzerken değil dönüşlerde atıyor. Aynı anda başlayıp 25mt yi bir kulaç boyu önde bitirmeme rağmen dönüp de ilk kulacı atarken bir adam boyu önüme geçmiş oluyor. Duvar dibinde bana bu kadar vakit kaybettirecek ne yaptığımı hala anlayabilmiş değilim. Yan kulvarda yüzmesini istememin sebebi ilk yarım saat sadece serbest yüzüyor, sonra ki yarım saat kurbağa gidip serbest dönüyor. O zaman dönüşlerde harcadığım zamanı telafi edebiliyor ve sürekli yanında kalabiliyorum. Tempoyu tutturmak için ideal bir partnere dönüşüyor.
Biraz hızlanmam lazım ama koşarken olduğu gibi hızımı ayarlamam kafam suya gömülüyken çok zor. Kulaç oranım o kadar düşük ki nefes almak için uzun süre beklemem gerekiyor. Nefessiz kaldığım bir anda öfke ile dönüp sol kolumu arıyorum nerde kaldı bu diye sanki kola hükmeden ben değilim. Isınmam ve nefesimi kontrol ederek rahat kulaç atabilmem ancak 1500mt den sonra mümkün oluyor. Hepi topu 750mt yüzülmesi gereken Sprint Triathlon a katılırsam ne yapacağım?
7.20 yüzücüsü geliyor sonunda, seviniyorum, beni hızlandıracak. O farkında değil ama bana verdiği tempoyla 4000mt yi tamamlıyorum 1.5 saatte. Havuzdan çıkarken çok yorgun hissetmiyorum ama bunun üzerine 180km bisiklet binebilir miyim diye düşündüğümde vücudum cevap veriyor: I-ıh!
Bacaklarım düzelinceye kadar yüzmeye karar veriyorum. Koşunun yerini tutmaz ama hiç değilse mümkün olduğunca uzun yüzmüş olmak için saat 6,20de havuzda oluyorum. Her sabah 6.00-7.00 arası yüzen kişi haricinde havuz bomboş. Ben yüzmemi bitirinceye kadar kimler kimler gelip gidecek diye düşünüyorum.
En son 1 ay önce yapmıştım mesafeli yüzüşümü. Kendimi yüzerken videoya kaydedip dehşete düştüğümden beri hep teknik çalışıyorum. Bu çalışmalar sırasında her 2-3 turda bir mevcut durumu ve hatalarımı düşünüp nasıl düzelteceğime karar vermek için kısa süreli de olsa duruyordum. O yüzden şimdi kesintisiz yüzmek beni çok yoruyor. Daha yolun başında nefesim kesilmeye başlayınca ilk 30 turdan sonra her üç kulaçta bir nefes almayı bırakıyorum. Başka insanların DM de 1,5 saatte 3700-3800mt antrenmanlarını okuyordum. Sanırım ben bu yavaşlıkla ancak 3600 yüzebileceğim. O kadar yavaşım ki ilerlediğimden emin olmak için kulvarı ayıran ipi kontrol ediyorum.
Havuzda yaygın görüntü triathloncu yüzüşü. Vücut rotasyonu kısıtlı olduğundan kollar gövdenin üzerinden değil de kelebek yüzer gibi açıktan geliyor. Yüzücü için sadece suda kaymasına engel olan bu yüzüş tarzı karşıdan gelenler için kabusa dönüşüyor. Ne kadar kenara çekildiysem de ilk darbeyi kafama yiyorum. Kafam suya gömülmüşken bacağıyla da vücudumu suya bastırıyor. Hoo, hooo, kontrolsüz güç güç değildir demedik mi?! Sersemlemiş halde sudan kafamı çıkarıyorum, derin bir nefes alıyorum, hala yaşadığıma sevinip hızla kulvarı değiştiriyorum.
Terminatör’ün boşalttığı kulvara 7.00–7.30 yüzücüsü geliyor. 7.20de yüzmeye başlayacak olan kişinin o kulvara gelmesini istiyordum: Güçlü ama sakin. Bana göre çok hızlı ama farkı yüzerken değil dönüşlerde atıyor. Aynı anda başlayıp 25mt yi bir kulaç boyu önde bitirmeme rağmen dönüp de ilk kulacı atarken bir adam boyu önüme geçmiş oluyor. Duvar dibinde bana bu kadar vakit kaybettirecek ne yaptığımı hala anlayabilmiş değilim. Yan kulvarda yüzmesini istememin sebebi ilk yarım saat sadece serbest yüzüyor, sonra ki yarım saat kurbağa gidip serbest dönüyor. O zaman dönüşlerde harcadığım zamanı telafi edebiliyor ve sürekli yanında kalabiliyorum. Tempoyu tutturmak için ideal bir partnere dönüşüyor.
Biraz hızlanmam lazım ama koşarken olduğu gibi hızımı ayarlamam kafam suya gömülüyken çok zor. Kulaç oranım o kadar düşük ki nefes almak için uzun süre beklemem gerekiyor. Nefessiz kaldığım bir anda öfke ile dönüp sol kolumu arıyorum nerde kaldı bu diye sanki kola hükmeden ben değilim. Isınmam ve nefesimi kontrol ederek rahat kulaç atabilmem ancak 1500mt den sonra mümkün oluyor. Hepi topu 750mt yüzülmesi gereken Sprint Triathlon a katılırsam ne yapacağım?
7.20 yüzücüsü geliyor sonunda, seviniyorum, beni hızlandıracak. O farkında değil ama bana verdiği tempoyla 4000mt yi tamamlıyorum 1.5 saatte. Havuzdan çıkarken çok yorgun hissetmiyorum ama bunun üzerine 180km bisiklet binebilir miyim diye düşündüğümde vücudum cevap veriyor: I-ıh!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder