Üniversite son sınıftayım. Aynı yıl İzmir Devlet Tiyatrosuna yevmiyeli sanatçı olarak girdim. Daha havalı diye bu tanımı kullanıyorum ama bilinen adıyla figüran kadrosu.
Turneye çıktık, Ankara'dayız. Otele yerleşir yerleşmez bir gurup arkadaş yakınlarda bir kafeye gittik. Kafenin telefonu çalıyor, annemi anlatmışım belli ki birilerine "nur annen arıyor" diye takılıyorlar. Kekerek kikirik gülüyorlar. Ben gülmüyorum çünkü arayan annemse şaşırmam.
Otobüs şirketlerinin kendilerine ait mola tesislerinin olmadığı dönemler. İzmir'e dönüş yolunda iptidai bir tesiste duruyor otobüs. Bir otobüs dolusu insanın içine dalıyor bir çalışan, benim adımı seslenerek. Alıyor beni, ankesörlü telefona götürüyor "sizi arıyorlar" diye. "yok artık" diyorum inanmayarak, gülüyorum bizimkilerin şakası diye. Yok şaka değil, adam tutuşturuyor ahizeyi elime. Alo diyorum, annem!
Ankara - İzmir yolu üzerindeki bütün tesisleri rehberden bulup arayarak ulaşıyor bana. Bu kadar çaba harcanıyorsa çok önemli bir haber olmalı. ı-ıh, nasılsın demek için aramış!
-----O-----
80lerin sonu, 90ların başı. Babam ilaçlama pilotu. Yaza doğru tarlaları, ağaçları ilaçlamak üzere evden ayrılıyor. Her gidiş 3-4 ay sürüyor. Sabaha karşı 3 gibi kalkıp otelden ayrılıyor, erken başlıyor ilaçlama. Çalışma şartları ağır, yorucu.
Annemin her zamanki gibi bir diyeceği var babama, oteli arıyor, babam çıkmış. Az beklese adam gelecek, konuşacaklar ama annemin tarzı bu değil. Rehberi açıyor, (o yıllar annemin altın rehberle ilişkisi, şimdinin ergen-iphone ilişkisi gibi, simbiyotik!) Babamın kaldığı otelin adresini buluyor, sonra o sokakta bulunan ne kadar esnaf varsa birer birer arıyor, hani olur ya babam oralarda saçını kestiriyor, yemek yiyor olabilir diye.
Babam akşam üstü yorgun argın işten dönüyor. Otelin sokağına girer girmez, bir esnaf kesiyor önünü, sizin hanım aradı diye. "Sağolasın" diyor babam iki adım atıyor, bir diğeri kafayı uzatıyor dükkandan "eşiniz sizi arıyordu" diye. Babam kafasını sallaya sallaya giderken, lokantası, berberi, bakkalı birer birer çıkıp "Bora Bey hanım sizi aradı" diyor. Her bilgiyle biraz daha sinirlenen babam alı al moru mor otele vardığında resepsiyon görevlisi elinde telefonla karşılıyor babamı, "eşiniz arıyor"
Babam alıyor ahizeyi, dayıyor kulağına, daha annem diyeceğini diyemeden açıyor ağzını yumuyor gözünü " hay ben......"